Sabah erkenden Wuppertal'dan hazırlanıp yola çıktık. Delft'e vardığımızda Cok'un serasına doğru ilerlerken ertafa hayran kaldık. Düzenli bahçeleriyle tek ve çift katlı müstakil evler, yemyeşil bir doğaya sahip Delft daha sonraki yıllarda bizim için kaçılıp dinlenilesi bir yer oldu.
Cok'la tanıştık. Kendisi ve eşine ait olan sera oldukça büyük. Serada hem kendisine ait koleksiyonu, hem de üretip sattığı türler yeralıyor.
Kendisine ait koleksiyonu incelerken bize onlarla ilgili deneyimlerini, o türleri temin ettiği hikayeleri anlattı. Benim için oldukça güzel bir gündü ve saatin nasıl geçtiğini anlamadım desem yeridir.
Yıllar içerisinde Cok'un serasına birkaç kere daha gittim. Wuppertal'dan günübirlik gitmek mümkün olsa da konaklamak istediğimizde genelde Amsterdam'da kalıyorduk fakat sonraki yıllarda Delft'te kalmaya başladık. Delft'teki minik otellerden birinde kalmak, sabah erkenden Bagel & Beans'te edilen kahvaltının ardından Cumartesi pazarını dolaşmak daha cazip gelmeye başladı bize.
Delft'e ait fotoğrafları başka bir yazıda paylaşmak üzere Cok'un serasına ait 2009 ve sonraki yıllara ait çektiğimiz fotoğraflara geçiyorum.
İşte görülesi güzelliklerden birkaçı...
Bir sonraki ziyaretimizde maalesef Cok'dan Bandit'in öldüğünü öğrendik.
Hepsini daha defalarca görsem bıkmayacağım güzelliklerdi, tekrar Delft'e yolum düşmesi dileğiyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder